Black Friday, bize ve bütün dünyaya Amerikan perakendecilerin bir hediyesi. Her sene Kasım ayının son perşembesinde Şükran Günü amacıyla amacıyla bir araya gelen Amerikalı aileler, hafta sonuyla bir araya getiren tatilin keyfini çıkarıyor. Cuma her ne kadar resmi tatil olmasa da, pek çok bireyin bu günü tatil kabul edip çalışmamasına olağan bakılıyor. Aynı gün, Noel ve yeni sene geri sayım da başlıyor.
Bu geri sayımı kutlamak amacıyla, Amerika’daki nerdeyse bütün mağazalar ve alış veriş merkezleri; kapılarını daha erken açıp daha geç kapatıyorlar ve ürün fiyatlarında büyük indirimler yapıyorlar. Yılbaşına doğru çoğalan alış veriş gereksinimi da düşünülünce, Kasım sonundan Aralık sonuna dek süren bu dönem, Amerikalıların sene süresince en çok para harcadığı vakit dilimi durumuna geliyor.
Zamanla Kanada ve İngiltere’de de gelenek durumuna gelen, 2000’li senelerden itibaren bilhassa e-ticaret sitelerinin de oyuna katılmasıyla bütün dünyaya sunulan bu özel günü, Türkiye’de biz de deneyimlemeye başladık. Madem bugün o gün, hadi Kara Cuma‘nın tarihini beraber inceleyelim:
24 Eylül 1869 Cuma günü, Amerika’daki bir takım spekülatör, altın pazarını manipüle etmek ister fakat başarısızlığa uğrar. Başarısızlığa rağmen, piyasada bir panik başlar; altın ve hisse senedi pazarında büyük çöküş yaşanır. Bugün, tarihe ?Black Friday’ adıyla geçer.
Bu alış veriş deliliğinin 1930’larda başladığı söylense de, eski gazete ilanlarına bakınca bu işi özel bir güne çevirmenin 1900’lerden de evvelce başladığını görüyoruz. Örneğin, 1894 senesinde Lima, Ohio‘daki bir mağaza, ulusal gazeteye verilen ilanda, elbiselerinin Şükran Günü’nden ileri Cuma gününe özel olarak 8.88 Dolar’a satılacağını duyurmuş!
Öyle ki, bundan sonra mağazalar verdikleri ilanlarda ?her sene bulunduğu gibi bu sene da’ Şükran Günü Sonrası indirimi yapacaklarını duyurur. Ancak bu özel alış veriş gününün hala bir adı yoktur.
1961 seneının Şükran Günü Sonrası indirimi, Philadelphia eyaletinin Pennyslvania şehrinde pek de hoş olmayan olaylara sahne olur. Yılın en yoğun trafiğini yaşam sürdüren taksi ve otobüs şoförleri, o seneki Cuma’yı ?Black Friday‘ olarak anmaya başlarlar. Yoğun trafiğe eşlik eden otopark doluluğu da ilgi çekicidir. Alışveriş merkezleri ve mağaza civarındaki otoparklar tam kapasite dolar, hem de insanların birbirlerini bekleyip araçlarını sırayla park ederler. Ancak aynı hoşgörü mağazaların içersinde gösterilmez; çoğu şahıs ezilerek hayatını kaybetme tehlikesi yaşar! Nihayetinde, ?Black Friday’ adı bundan sonra basın doğrulusunda da kullanılmaya başlar.
Sonraki senelerde ?Black Friday’ isminin manası ile ilgili tartışmalar da yaşanır. Kimileri, günün Pennsylvania vakası ve benzerleri yüzünden ?kara’ bulunduğunu savunurken, kimileri de bunun perakendecilerin muhasebelerinde değişik bir manaya yaklaştığını söyler. 1995‘te, mağazaların Black Friday’de gerçekleştirdikleri kâr sebebiyle, günü kara mürekkeple kapattıkları (muhasebede ?red ink’ yani kırmızı mürekkep zarara, ?in the black’ yani kara mürekkep ise kâra işaret ediyor); ismin de buradan geldiği belirtilir. Aslında, düşününce gayet mantıklı değil mi? Açıkçası biz de bugünü, tarihten kara bir olayla anmak istemeyiz!